Bazı şeyleri anlayabilirim. Hazinede para kalmamıştır. Çok fazla borcumuz vardır. Her ne kadar bu borçlanmada halkımızın bir dahli yoksa da saygıdeğer yöneticilerimiz bazı şeyleri yanlış hesaplayıp yanlış beklentilere girmişlerdir ve de bu durumlar bizi daha da yoksullaştırmıştır.
Hiç kimse kalkıp da “yol yaptık, köprü yaptık” muhabbetlerine girmesinler. Şu anda milletin gündeminde “cep delik, cepken delik” muhabbetleri var. Türkiye’de insanların çok büyük bir bölümü ne yazık ki geçim sıkıntısı çekiyor.
Çalışanlar yaptıkları işin karşılığını alamıyorlar. Çalışmayanlar zaten iş bulmakta güçlük çekiyorlar. Bu arada bazı sonradan görmelerin lafları da en az işsizlik ve fakirlik kadar can sıkıcı ve gurur kırıcı… Mevcut ekonomik uygulamaları ve ülke ekonomisini beğenen bu takım “Türkiye’de fakir de yok, işsiz de yok. Yollar lüks araçlardan geçilmiyor. Sahil kenarları insan kaynıyor. İşsiz olan varsa bana gelsin. Damda hayvanlarıma bakacak adam arıyorum da bulamıyorum” gibisinden laflarla güya bilgiçlik taslıyorlar.
Sevgili okuyucu, elbette ki 85 milyon nüfusun tamamı fakirlik çekmiyor. Sözü edilen lüks araçlardan kaç kişide var ki? Sahilleri doldurduğu söylenen kalabalığın da sayılarını toplasanız ne kadardır acaba?..
Üniversiteyi bitirmiş bir genç adama “hayvan damında çalış” şeklinde bir teklifte bulunmak ise hadsizliğin dik alasıdır. O çocuklar üniversite diplomasını alabilmek için çocukluklarını ve de gençliklerini yaşayamamışlardır. İlkokul, ortaokul ve lise toplamı 11 yıl, buna en az dört yıl da yüksek öğrenimi eklerseniz 15 yıl eder. Bu en azıdır. En az 15 yıl dirsek çürütecekler, ana-babalarının binbir güçlükle kazandıkları paralara ortak olacaklar ve bu diplomaları kazanacaklardır. Sonra da bir görgüsüz çıkıp “gel hayvanların pisliğini temizle” diyecek.
Maksat çok sayıda üniversite açmak değil. Maksat oradaki çocuklarımızı iyi eğitip sonra da onlara uygun istihdam alanları sağlamaktır.
Bana göre Maliye programları çuvallamıştır. Tabi eğer yapılan uygulamalara bir maliye programı diyebilirsek. Yapılan iş; çalışanın parasından kısmak, emeklinin maaşından kısmak, ama israfa devam etmek.
Maliye Bakanımız enflasyonun düşmeye devam ettiğinden söz ederek programın başarıyla sürdüğünden söz etmiş. Bu lafın inandırıcı olmadığını düşünüyorum. Bakınız, son günlerde petrol ürünlerine yapılan zam bile enflasyonun yukarı çıkışına hız verecektir.
Son söz; yöneticilerimiz eğer enflasyonun düştüğüne bizi inandıramazlarsa bu sefer de İran-İsrail savaşını bahane gösterip bu savaş nedeniyle enflasyonun yükseldiğini söyleyeceklerdir. Üretme alışkanlığı kazanmış toplumlar böyle bahanelere sığınmazlar. Yakın geçmişte savaş halindeki Ukrayna’dan buğday alabildiğimiz için ne kadar sevinmiştik.