Toplum önderi olmak sorumluluk gerektirir. Öyle her zaman her istediğini yapamazsın. Verdiğin sözleri düşüneceksin. Neyi ne kadar yapabildiğini düşüneceksin…
Belediye meclis üyelerini bizler yalvararak aday yapmıyoruz. Belki bazı başkan adayları oy potansiyeli gördükleri isimlere bizzat giderek ya da bir aracı göndererek ısrarlı tekliflerde bulunuyor olabilirler. Ancak; oy vererek onları meclise getiren vatandaşların bu durumla bir ilgileri yoktur. Onlar listelere bakıp güven duyduklarına oylarını verirler. Ya da hiç öyle şeylerle uğraşmayıp sadece sempati duydukları partinin listesine oyunu verip isimlerle ilgilenmezler. Ama her durumda listeye o isimleri yazan da, o isimlerin listeye yazılması için talepte bulunan da seçmenler değildir.
Böyle olunca da vatandaşın verdiği oyu alarak seçilen bir siyaset insanının sonra da başka bir partiye geçmesi hoş karşılanmaz. Sorgulanır. Vatandaş kendini aldatılmış hisseder. Öfkelenir ve tepki gösterir.
Hiçbir seçilmiş de çıkıp “size ne kardeşim. Canım istedi mi, istediğim partiye geçerim. Benim yasal olarak buna hakkım var. Kim karışabilir ki” diyemez.
Doğrudur, yasal olarak parti değiştirmesine bir engel yoktur. Ama işi sadece yasalarla değerlendirmek de bazen yeterli olmuyor.
Bakınız, geçtiğimiz günlerde başta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu olmak üzere bazı seçilmişler partilerinden istifa edip başka partilere geçtiler. Aralarında Söke Belediye Başkanı İberya Aıkan’ın ve CHP’li beş meclis üyesinin de bulunduğu bu istifacılar daha önce defalarca eleştirdikleri Cumhur ittifakı partilerine geçtiler.
Şimdi vatandaş soruyor; seçimlerden bu yana ne değişti? Madem gönlünüzde yatan partiler AKP ya da Milliyetçi Hareket Partisiydi de, neden o partilerden aday olmayıp CHP’den aday oldunuz? Burada bir kandırmaca söz konusu değil midir? Sizin parti değiştireceğinizi bilseler o seçmenler yine de size oy verirler miydi?
Madem bu işi yaptınız, bir mahcubiyet duyup bir süre evinizde oturun, öyle değil mi? Ne işiniz var barlarda, pavyonlarda?
İstifacılardan iki değerli meclis üyemiz yanlarında iki hanımefendi ile birlikte Kuşadası’na eğlenmeye gitmişler. Önce bir mekanda kafaları çekip sonra da diğer bir mekana geçmişler ve ne olduysa da orada olmuş. Önce mekanda eğlenmekte olan bayanlardan biri kendilerini tanıyıp tepki koymuş. Sonra diğer kadınlar da aynı şekilde bu meclis üyelerine yaptıkları işin yani oyunu aldıkları insanları aldatarak başka partiye geçmelerinin ayıp bir davranış olduğunu söyleyerek yüzlerine karşı kınamışlar. Hem de ne kınama…
Karşılarına geçip hep birlikte yüzlerine tükürmüşler.
Biraz ağır olmuş ama, vatandaş gerçekten de içerlemiş demek ki…