Son yıllarda yağışların azalması Söke Ovası’nda da sıkıntılara neden oldu. Haberci arkadaşlarımızın paylaşımlarında görüyoruz ki, önümüzdeki pamuk sezonunda ovamızın yarısına su verilemeyecekmiş. Bu durum hem Söke ekonomisine, hem de dolaylı olarak ülke ekonomisine vurulacak çok büyük bir darbedir. Yaklaşık 400 bin dekarlık bu muhteşem ova ülkemizin en önemli pamuk üretim alanlarından biri ve hatta birincisidir. Zaten bu nedenle ilçemiz konuşulduğu vakit “pamuğun başkenti” yakıştırması yapılmıyor mu?
***
Güya sulanamayan alanlarda da ayçiçeği ekimi yapılacakmış. Hem devlet yetkililerinin hem de kamuoyunun iyi bilmesi gerekir ki, Söke çiftçisi pamuğa mahkumdur. Bu ova pamukla bereketli ve pamukla zengindir. Önemi de pamuk üretiminden kaynaklanır.
Su sorunu ise bugünün sorunu değildir. 2000 yılı öncesin pamuk kooperatifimiz TARİŞ’in önderliğinde bu konuda çalışmalar yapıldığını hatırlıyorum. O zaman bu çalışmaların sonuçları bir kitapta toplanmıştı da, galiba orada yapılan tespitleri de hiç kimse dikkate almamış.
Şubat yağmurlarıyla barajlarımızın belli bir doluluğa ulaştığı söyleniyordu. Bu su ovamızdaki pamuk üretimi için kullanılmayacaksa ne için kullanılacak, öğrenebilir miyiz? Söke’nin pamuk ziraatından daha önemli hangi meselesi var ki?..
***
Sevgili okuyucu, ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden tekstil sektörü, ihtiyaç duyduğu pamuk hammaddesinin de büyük bölümünü başta Amerika olmak üzere başka ülkelerden ithal ediyor. Rekoltenin en yüksek olduğu yıllarda bile bu durum böyleyken şimdi üretim alanlarını daraltarak tekstil sanayicisini tamamen ithalata mahkum etmiş olmuyor muyuz?
Son söz; Devletimiz bazı önemli tarihler için vizyonlar koyuyor. 2023, 2053, 2071 vizyonları gibi… Keşke 2023 vizyonu için sulama ile ilgili bir öngörü tespit edilip vizyon olarak konsaydı. Bazen sorunu bilmek ve doğru çözüm önerileri üretmek de bir işe yaramıyor. Uygulamada kararlılık ve öncelikler de doğru tespit edilmelidir.
Bu konuda daha yazacaklarım var.